Yeni bölümümde, yetersizlikler içerisinde eğitim-öğretim faaliyetlerini ve bilimsel araştırmalarımızı sürdürmeye çalışırken ve daha önceki denemelerde de benim ve arkadaşlarımın tarafından teyid edildiği üzere, araştırma projeleri çıkmazken, aklıma aniden geliveren fikrim, bana göre mantıklı ama başkalarına göre bir fantaziydi.
Büyük ilaç firmalarından hibe yoluyla kimyasal, cam malzeme ve en önemlisi analitik cihaz isteme fikrimi açtıklarım, önceleri burun kıvırırken, onca attığım e-maile gelen tek bir cevap sonrasında, mesai arkadaşlarım bile umutlanmıştı nihayet. Bana hak verdiler ve bu hafta başında kararlaştırdığımız üzere önceden tesbit ettiğim adreslere nabız yoklamasına gittik sonunda.
Büyük ilaç firmalarını tercih ettik ki, kuruluş tarihi oldukça yeni olan bölümümüz için yeterli yardımı alabilelim. İçlerinden en çok Pfizer bize umut verdi, umut vermek ne kelime bize bir tane HPLC, kimyasal ve cam malzeme gibi ellerinde olan fazlalık ve ikinci el kullanılmış ne varsa, yakın bir zamanda bölümümüze hibe edebileceklerini söylediler. Hem de HPLC, biz projeyle çıkartamamıştık bu parayı. Körün istediği bi göz, Allah verdi iki göz. Allah'ım harika bişey bu, yeni bir araştırma laboratuarı kurabileceğiz ve araştırmalarımıza orada devam edebileceğiz. Ama biraz zaman alacak biliyosunuz ki, ülkemizde prosedürler uzun sürer, yardım maksatlı çalışmalar olsa bile.
O gün okadar mutluyduk ki anlatamam. Benim açımdan da haklı çıkmak güzeldi. Oradan çıktığımızda çocuklar gibi şendik desem yeri yani. Teşekkürler Pfizer, bizi dinlediğiniz için, önemsediğiniz için, bilime ve bilim adamına saygı duyduğunuz için, önyargılı olmadığınız ve çok ciddiyetle çalıştığınız için, ama diğer firmalardan umutlu değiliz, çünkü kesin bir söz alamadık. Onlara şimdilik teşekkür yok maalesef!
Türkiye'de üniversite-sanayi işbirliğinin bir an önce ilerlemesi şart, başka türlü salt projelerle bilime destek aramaya çalışmamız çok zor gözüküyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder